İsimsiz: Yanılsama



 .
 . 
 .

Son esintide beynimde sonsuz nehirler, parıltılı ışıklar gösterdi kendini. Sessizliği münasebetiyle yaydığı elektromanyetik dalgalar, kendimce oluşturduğum kalkanların esiri oldular ve ben ona baktım büyük boşluğa. Hayaletlerle dolu, ıslak, sert. Sessiz. Samimiyetsiz bir sessizlik bu. O ana kadar kendince istikrarlı olan düşüncelerim, beynimin içinde yankılandı.

Sessizliğin ve gürültünün isteği;

Sezgilerim; her insan nefret ediyor, ama nefretinden kurtulması muhtemel. Bazen, kimseye ihtiyacın olmadığını hissediyorsun. Bazen, aklına bile gelmeyen, bazen de tam da istediği evrelere doğru demir alıyor.  Frekansı az olan zaman aralıklarında, son derece buhranlı yalnızlıklarında bir doz eroin gibi zerk ediyor hücrelerinin her birine yitmeyen, yitemeyen anıları nefretine olan.

Bütün iyi şeylerin, her anın bir yanılsama olduğunu  fark ettiğim anlarda, henüz tutuşmuş ve yeni ısıtmaya başlamış olan ateş; parlıyor, yakıyor tenimi. İçinde var olamadığım ana, zamanın içinde kelimelere hapsediyorum kendimi. 

Alternatif zamanın tam ortasında, ben, kendim, şahsen.